Kemal Gözler, Elveda Kuvvetler Ayrılığı, Elveda Anayasa: 10 Aralık 2016 Tarihli Anayasa Değişikliği Teklifi Hakkında Bir Eleştiri
Ancak zaruret hali nedeniyle infaz edilemeyen ya da ilgilinin ayrılmadan kısa bir süre önce veya ilişik kesme sırasında işlemiş olduğu disiplin suçları nedeniyle verilen hürriyeti bağlayıcı disiplin cezaları infaz edilir ve ilgilinin terhisi bu cezanın ikmaline kadar geri bırakılır. 1965 yılında çıkarılan 657 SK’nun ilk şeklinde hangi disiplin suçunun hangi disiplin cezasını gerektirdiği ayrı ayrı düzenlenmemiştir. Maddesindeki düzenleme nedeniyle “disiplin tecavüzü” adı altında sınırları ve unsurları belli olmayan bir disiplin suç kategorisi yaratılmıştır[73]. Hangi fiillerin disiplin tecavüzü oldukları ve bunların sayıları belli değildir. Bu konudaki tek ölçüt; fiilin askeri terbiyeyi bozması ve hiçbir yaptırım içeren kanun maddelerine uymamasıdır. Disiplin amirleri, mahiyetinin herhangi bir hareketini askeri terbiyeyi ve disiplini bozduğu gerekçesiyle disiplin tecavüzü olarak nitelendirip cezalandırabilmektedir. Amirler verilen geniş takdir yetkisi karşısında disiplin cezalarına karşı yargı yolunun kapalı olması, personelin haksız yere cezalandırılmaları durumunda hak arama yolunu kapatmaktadır.
- Bakanlar Komitesi ayrıca, Mahkeme’nin sonkararlarının yerine getirilmesini izlemekle görevliydi.
- Üst veya amirin, astının bir suç işlediğini öğrenmesine rağmen bunu soruşturmaya yetkili merci veya makama haber vermemesi astın suçlarını haber vermemek suçunun maddi unsurunu oluşturur[145].
- 1982 anayasası 1961 anayasasından farklı olarak yürütmeyi hem bir yetki hem de bir görev şeklinde nitelemiştir.
- İslâm tarihinde devletin kuruluş esaslarını, organlarını ve temel prensiplerini ortaya koyan yazılı bir anayasanın ilk örneğine Hz.
Malezya anayasasının kamu hizmetleriyle ilgili onuncu bölümünde silâhlı kuvvetler, adliye ve hukuk hizmetleri, zâbıta, demiryolları, eğitim gibi hizmetler sayılmıştır. Genel kurallara tâbi kamu görevlilerinin dışında kalan istisnaî görevliler de bu bölümde belirtilmektedir. Bu görevliler arasında dinî işlerle ilgili dairelerin başkanı, sekreteri, müftü ve kadılar da yer almaktadır. Anayasa, söz konusu kamu hizmetlerinin bazıları için komisyonlar oluşturulmasını emretmiştir. Kamu görevlilerinin maaşları, hakları, bu hakların korunması da anayasanın hükümleri arasındadır. Yargı, Malezya anayasasının çok ayrıntılı bir şekilde düzenlediği organlar arasındadır. Yargı yetkisi bir federal mahkeme ile iki yüksek mahkemeye ve federal kanunların öngöreceği alt mahkemelere verilmiştir. Federal mahkeme anayasanın kendisine verdiği, federe devletler arasındaki problemleri incelemek ve federal devletin yasama alanına müdahale edilip edilmediğini tesbit görevleri yanında yüksek mahkemelerin kararlarına karşı yapılacak başvuruları da son derece olarak inceleyen üst yargı merciidir. Bir başkan ile yüksek mahkemelerin baş yargıçlarından ve dört yargıçtan oluşur. Devlet başkanı racalar meclisine danıştıktan ve başbakanın görüşünü aldıktan sonra bu yüksek hâkimleri tayin eder. Federal mahkemeye tayin edilecek yargıçların sayısında değişiklik yapmaya devlet başkanı yetkilidir.
Cumhurbaşkanı bu raporu meclise geri gönderebilir. Fakat meclis gene aynı raporu benimser ve kabul ederse cumhurbaşkanı söz konusu uyuşmazlığı halk oyuna sunar. Sonuç hükümet lehine ise meclisin seçimleri yenilenir, aksi halde hükümet istifasını verir\. Tek bir tıkla dünyanın dört bir yanındaki oyuncularla yarış. bahsegel indir\. Mısır anayasası bu şekilde bunalım çözücü bir formül kabul etmiş olmaktadır. Halk meclisi yalnız hükümet ve bakanlıklar üzerinde değil herhangi bir idarî kuruluş veya organ üzerinde de denetim yetkisine sahiptir. Hatta yürürlüğe konacak bir kamu projesini dahi denetleyebilir, bunları incelemek üzere komisyon kurabilir ya da mevcut komisyonlardan birini bu işle görevlendirebilir.
İlke olarak bütün belgelerin taraflara açık olduğu belirtildikten sonra, bunun istisnaları sayılmış, bu istisnaların yerinde olup olmadığı konusunda ise taraflara itiraz hakkı tanınarak son söz Mahkemeye bırakılmıştır. Bu düzenleme ile Türkiye Cumhuriyeti yüklü miktarda tazminat ödemekten kurtulmuştur. Burada Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesinin öngördüğü “alenilik” şartının da bir ihlali vardır. Zira Askeri Yüksek İdare Mahkemesi Kanununda aleniliği ihlal eden başkaca bir hüküm yoksa da, 52. Maddenin son fıkrası aleniliğe aykırı görülebilir. Çünkü mahkemenin kararına dayanak teşkil eden belgeler gizli kalmıştır. Ne tarafların ne de kamunun bilgisi dahilindedir.
AYİM tekerrüre esas alınamayacağı görüşündedir[413]. Danıştay ise, tekerrüre esas alınan hususun ceza değil, fiil olduğu gerekçesiyle disiplin cezası af kanunu ile ortadan kalksa bile tekerrür bakımından etkisini sürdüreceğini kabul etmektedir[414]. Ancak bu kabul, genel af müessesesi ve affın sonuçlarıyla bağdaşmamaktadır[415]. Soruşturma sonunda düzenlenecek raporun sonuç kısmında, yapılan araştırmalarda ulaşılan kanaat belirtilir[356]. Ayrıca disiplin amirinin yapması gereken işlemlere yönelik öneride bulunulur.
Önemli olan objektif, ölçülü ve mevzuata uygun bir disiplin cezası verilmesidir[339]. AsCK’da düzenlenen disiplin suçlarına (disiplin tecavüz veya kabahatlerine) suç tarihinden bir ay sonra ceza verilemez. Ancak fiil soruşturmayı gerektiriyorsa, soruşturma süresi bir aya eklenir. Fiilin disiplin cezasını gerektirdiği askeri mahkemede[326] anlaşılırsa bu bir aylık süre hükmün kesinleştiği veya mahkemece evrakın ceza verilmek üzere disiplin amirine gönderildiği tarihte başlar (AsCK m.179). Dolayısıyla disiplin amiri olayı öğrendiği tarihte bir aylık zamanaşımı süresi geçmişse herhangi bir işlem yapmaması gerekir. Aksi takdirde verdiği disiplin cezası yok hükmünde olacaktır[327]. Maddesinde “Disiplini bozan bir kabahat yalnız bir amir tarafından ve bir disiplin cezası ile cezalandırılır.” hükmü bulunmaktadır. Düzenlemeden de açıkça anlaşılacağı gibi, disiplini bozucu bir hareket nedeniyle faile ancak bir disiplin cezası verilebilir. Hem en yakın amir, hem de daha üst amirler tarafından ayrı ayrı ceza verilmesini kanun yasaklamıştır. Ayrıca maddedeki “kabahat” kavramını disiplin tecavüzlerini de kapsayacak şekilde yorumlamak gerekir. Devlet Memurlarının amir durumunda bulunmaları halinde ise astlarına disiplin cezası verme yetkileri yoktur. Çünkü ceza vermeye yetkili rütbeler arasında sayılmamıştır.
Ortak konutta oturuyor iseniz, bu konuda bir uyuşmazlık var ise dava süresince tedbiren ortak konutun size özgülenmesini talep edebilirsiniz. Ön inceleme aşamasında henüz tarafların hangi konuda anlaştıkları hangi konularda uyuşmazlık yaşadığı konusu tespit edilmediğinden, tarafların iddiaları ve savunmalarının neler olduğu tespit edilmediğinden kural olarak bilirkişi incelemesi yapılamaz. Yani bu duruşmada yargılamada tahkikat işlemleri dediğimiz delillerin toplanması ve değerlendirilmesi işlemi yapılmaz. Zaten tarafların beyanları dilekçelerinde belirtildiği için kural olarak bu dilekçelerinde belirtilen hususların dışına çıkılamayacağı için tarafların bizzat duruşmalara katılmasının pratikte bir faydası bulunmamaktadır. Ancak, yukarıda maddede belirttiğimiz risk burada davalı için geçerlidir. Davacı dava dilekçesinde ya da cevaba cevap dilekçesinde belirttiği iddialarını ve savunmalarını hiçbir kısıtlamaya tabi tutulmadan dilediği gibi değiştirebilir, genişletebilir. Veya dilekçelerinde belirtmediği yeni iddialar ekleyebilir. İlk duruşmaya davalı gelmezse duruşma davalının yokluğunda devam olunur.
Yasada, ceza verecek merci açıkça zabıta olarak belirlenmiş olup, belediyenin yetkisi tartışmasızdır. Bu hükme göre ceza verebilmek için; belediyenin yetki ve görev alanı içinde bir emir vermesi gerekir. Örneğin, Belediye Kanunu’nun 15/b maddesinde, belediyenin yetkileri arasında “…Belediye yasakları koymak ve uygulamak, kanunlarda belirtilen cezaları vermek” sayılmıştır. Yine maddenin devamı bendlerinde, içme suyu, ulaşım, çöp toplamak, atık su, doğal gaz, hal kurmak gibi görev ve yetkilere yer verilmiştir. Örneğin bu görevlerle ilgili olarak, “çöplerin akşam 20’den önce sokağa konulmasını yasaklayan” bir emir yayımlayabilir ve buna uymayanlara önceden belirlenen cezayı verebilir. Vatanın korunmasını gerektiren olağan üstü bir hal söz konusu olduğunda bir koruma kanunu çıkarılarak normal kanunların yürürlüğünü durdurmak da dahil gerekli her türlü tedbiri almak üzere bir kimse görevlendirilir. Bu tedbirlerin vatanı korumada yeterli olmadığı durumlarda kral bakanlar kurulu kararına dayanarak kısmî veya genel bir sıkıyönetim ilân eder. Bu durumda kral bir kararnâme ile yürürlükteki kanunları dikkate almaksızın gerekli her türlü tâlimatı verebilir. Mahkemelerin yorumlamamış olduğu bir kanun metnini başbakanın isteği üzerine yorumlama hakkı da özel divanındır.