Tezler Literatür: Hukuk Kitapları, Makaleler & Tezler

Tezler Literatür: Hukuk Kitapları, Makaleler & Tezler

Genel kurul üyeliği bulunan tüzel kişilerin temsilcilerine ise, ayrıca rapor gönderilmemektedir. Denetleme raporunun postaya veriliş tarihi gönderme tarihi olarak kabul edilir. Maddesine göre FIFA; merkezi Lozan/İsviçre’de olmak üzere, FIFA, üyeler, konfederasyonlar, ligler, kulüpler, oyuncular, resmi görevliler ve lisanslı müsabaka ve oyuncu temsilcileri arasında vuku bulan anlaşmazlıkları çözmek amacıyla kurulan “bağımsız” Spor Tahkim Mahkemesi’ni (Court of Arbitration for Sport-CAS-, Trıbunal Arbitral du Sport-TAS-STM) tanımaktadır[27]. STM’nin yargılama usulüne, Sporla İlgili Tahkim STM Yönetmeliği hükümleri uygulanır. STM, uyuşmazlığa öncelikle FIFA’nın çeşitli düzenlemelerini ve buna ek olarak İsviçre hukukunu uygulamaktadır. FIFA organları tarafından alınan ve kesin olan kararlar ile konfederasyonlar, üyeler ve liglerin aldığı kararlara karşı STM’ye, kararın tebliğinden itibaren en geç 21 gün içinde başvurulması gerekmektedir. Kabahatler Kanunu özelliğiyle çok önemli bir boşluk doldurup bu faydanın kanun yolu tercihiyle yok edilmemesi gerekir.

Bu mahkemelerin kaldırılma gerekçesi; “Adil yargılanma konusunda ülkemizde yaşanan tartışmaların başında, devlet güvenlik mahkemeleriyle başlayıp Ceza Muhakemesi Kanunu m.250 ve Terörle Mücadele Kanunu m.10 uyarınca kurulan ağır ceza mahkemeleriyle devam eden özel yetkilere sahip mahkemeler ve cumhuriyet savcıları eliyle yürütülen soruşturma ve kovuşturmalar gelmektedir. Ayrıca, özel yetkilere sahip ağır ceza mahkemeleri uygulaması sonucunda, üç farklı ağır ceza mahkemesi ortaya çıkmış ve toplumda adeta özel hakim, özel mahkeme, özel savcı nitelemeleri yapılmak suretiyle hakim ve cumhuriyet savcıları arasında fiili olarak hiyerarşik bir algı ortaya çıkmıştır. 1- Genel AçıklamaSanık hakkında müstehcenlik suçundan açılan kamu davasında Aydın 3. Asliye Ceza Mahkemesi, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 226. Maddesinin (4) numaralı fıkrasında yer alan “doğal olmayan yoldan” ibaresinin Anayasanın 12, 17, 20 ve 42. Maddelerine aykırı olduğu gerekçesiyle iptaline karar verilmesini … Ceza ve disiplin yargılamalarının birlikte yürütülmesi hususu tartışılmadan önce, “memur” kavramına açıklık getirmek yerinde olacaktır, çünkü ülkemizde “memur” kavramının mevzuatta farklı tanımlarını görmek mümkündür. Maddesinde, “(1) Memurlar ve diğer kamu görevlileri Anayasa ve kanunlara sadık kalarak faaliyette bulunmakla yükümlüdürler. (2) Memurlar ve diğer kamu görevlileri ile kamu kurumu niteliğindeki meslek kuruluşları ve bunların üst kuruluşları mensuplarına savunma hakkı tanınmadıkça disiplin cezası verilemez.” hükmüne yer verilerek, “memurlar” ve “diğer kamu görevlileri” ayırımına gidildiği görülmektedir. Bu yazımızda incelenecek olan hukuki sorun; ceza muhakemesi sürecinde kovuşturma aşamasına geçildikten sonra duruşmada, suçun hukuki niteliğinin değişmesi sebebiyle 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 226. Maddesinde düzenlenen ek savunma hakkının sanık tarafından kullanılmaması halinde ceza davasının sona erdirilip erdirilemeyeceğine ilişkpin-up casino giriş.

Ancak maddeden beklenen faydanın elde edilebilmesi için, belediyelerin de bu maddeyi ciddiye alıp, uygulama samimiyet  ve gücünü ortaya koyması gerekir. Aksi takdirde pek çok otogarda olduğu gibi, madde dört dörtlük yerinde durur, ayakçılar-pazarcılar da tarihi rollerini oynamaya devam eder. 2872 Sayılı Yasanın teknik yönü ise suçun oluşmasını “yönetmeliklerle belirlenen standartlar üzerinde gürültü ve titreşim” oluşturulmasına bağlamış olmasıdır. Aynı ölçümün Kabahatler Kanunu uyarınca da belirlenmesinin zorunlu olduğu kanısındayız. Bu düzenlemede de ceza verecek merci net olarak düzenlenmiş olup; ceza verme yetkisi zabıtaya ait bulunmaktadır. Bu fiil de TCK’dan çıkarılan ancak başka şekillerde hala TCK’da da mevcut olan bir fiildir. Ancak, belediye emri, duruma göre başkan, encümen veya meclis tarafından yayımlanmış olabilir. Eğer yukarıdaki hükmü esas alırsak her seferinde cezayı verecek makam değişik olacaktır. Bu durumda yukarıda da izah edildiği üzere, özel kanun sayılan Belediye Kanunu dikkate alınarak encümenin yetkili olduğu söylenebilir ise de bu ceza yönünden Kabahatler Kanunu özel kanun sayılarak bu hükme uyulması gerekir. Toplum hayatında da zaten “suç” ve “ceza” kavramları daha ziyade ceza hukukunu ve ceza yargısını çağrıştırır. Nitekim adli cezalardan anlaşılması gereken de bizzat adli organlar tarafından verilen cezalardır. Gazeteci, kendisinde ve yakınlarında bulunan hisse senedi ve benzeri mali araçlar konusunda, yayın organındaki sorumluları bu menkul kıymet sahipliği hakkında doğru bilgilendirmediği sürece yayın yapmamalıdır.

Ancak bu durumda fiil özel bir maddede düzenlendiğinden 37. Ayrıca her iki maddede de ceza verme yetkisi zabıtaya (belediyelerde) ait olduğundan 32. Belli bir statüde bulunan kişilerin, bu statünün gerektirdiği, tutum ve davranışları yerine getirmemeleri, görev ve çalışma koşullarına uymamaları, bu hususta getirilen emir ve yasaklara uymamaları nedeniyle, yetkili kişi-mercilerce uygulanan disiplin yaptırımları olup, uyarma-kınamadan başlayıp, para cezası statüden çıkarmaya kadar varan çeşitli yaptırımları içermektedir[8]. Bu komisyon, meslek ilkeleri konusunda duyarlı gazeteci, hukukçu ve akademisyenler arasından seçilen (11) kişiden oluşur. Komisyon, Türkiye Gazetecileri Hak Sorumluluk Bildirgesinde belirtilen ilkelere aykırı davranışlarla ilgili Yönetim Kurulu’nun intikal ettireceği dosyaları, TGC’ye intikal etmiş konu ile şikayetleri inceleyeceği gibi, resen de yayın veya eylemi inceleyebilir. Maddesinde tanımı yapılan cezalardan birini vermek için oybirliği ile karar alır. Şikâyete konu yayın ve eylem üzerinden kırk beş gün geçmişse, inceleme dışında bırakılır. Yönetim Kurulu tarafından dosyanın gönderildiği tarihten itibaren disiplin soruşturması yapılan Cemiyet Üyesi hakkında Onur Kurulu tarafından 60 gün içinde karar verilmelidir.

Toplantı, çoğunluk sağlanamaması sebebinin dışında başka bir nedenle geri bırakılırsa, bu durum geri bırakma sebepleri de belirtilmek suretiyle, ilk toplantı için yapılan çağrı usulüne uygun olarak üyelere duyurulur. İkinci toplantının geri bırakma tarihinden itibaren en geç altı ay içinde yapılması zorunludur. Üyeler ikinci toplantıya, birinci fıkrada belirtilen esaslara göre yeniden çağrılır. Toplam onursal üye sayısı asıl üye sayısının yüzde üçünü aşamaz. Anayasanın değiştirilmesi Türkiye Büyük Millet Meclisi üye tamsayısının en az üçte biri tarafından yazıyla teklif edilebilir. Anayasanın değiştirilmesi hakkındaki teklifler Genel Kurulda iki defa görüşülür. Değiştirme teklifinin kabulü Meclisin üye tamsayısının beşte üç çoğunluğunun gizli oyuyla mümkündür.

Bunlar, hakimler ve savcılara ait esaslar dairesinde sınıflandırılır ve derecelendirilirler, hakimlere ve savcılara tanınan her türlü haklardan yararlanırlar. Görülmekte olan bir dava hakkında Yasama Meclisinde yargı yetkisinin kullanılması ile ilgili soru sorulamaz, görüşme yapılamaz veya herhangi bir beyanda bulunulamaz. Hiçbir organ, makam, merci veya kişi, yargı yetkisinin kullanılmasında mahkemelere ve hakimlere emir ve talimat veremez; genelge gönderemez; tavsiye ve telkinde bulunamaz. Kamu hizmetlerinin görülmesinde verim ve uyum sağlamak amacıyla, birden çok ili içine alan merkezi idare teşkilatı kurulabilir. Bu kişilerin görevde bulundukları sürede, görevleriyle ilgili işledikleri iddia edilen suçlar bakımından, görevleri bittikten sonra da beşinci, altıncı ve yedinci fıkra hükümleri uygulanır. Cumhurbaşkanının görevde bulunduğu sürede işlediği iddia edilen suçlar için görevi bittikten sonra da bu madde hükmü uygulanır. Cumhurbaşkanı, ayrıca Anayasada ve kanunlarda verilen seçme ve atama görevleri ile diğer görevleri yerine getirir ve yetkileri kullanır. Ekonomik, ticari veya teknik ilişkileri düzenleyen ve süresi bir yılı aşmayan andlaşmalar, Devlet Maliyesi bakımından bir yüklenme getirmemek, kişi hallerine ve Türklerin yabancı memleketlerdeki mülkiyet haklarına dokunmamak şartıyla, yayımlanma ile yürürlüğe konabilir. Bu takdirde bu andlaşmalar, yayımlarından başlayarak iki ay içinde Türkiye Büyük Millet Meclisinin bilgisine sunulur. Madde 90 – Türkiye Cumhuriyeti adına yabancı devletlerle ve milletlerarası kuruluşlarla yapılacak andlaşmaların onaylanması, Türkiye Büyük Millet Meclisinin onaylamayı bir kanunla uygun bulmasına bağlıdır. Madde 83 – Türkiye Büyük Millet Meclisi üyeleri, Meclis çalışmalarındaki oy ve sözlerinden, Mecliste ileri sürdükleri düşüncelerden, o oturumdaki Başkanlık Divanının teklifi üzerine Meclisçe başka bir karar alınmadıkça bunları Meclis dışında tekrarlamak ve açığa vurmaktan sorumlu tutulamazlar. Türkiye Büyük Millet Meclisi üyeliklerinde boşalma olması halinde, ara seçime gidilir.

  • Türk hukukundaki oda hapsinden farkı, cezanın mutlaka tek başına çekilmesidir.
  • İki yıllık parti-spor birlikteliğinin ardından sporun yönetimini devlete vermek üzere başlayan çalışmalar, 1938’de Beden Terbiyesi Genel Müdürlüğü’nün kurulmasıyla sonuçlanmıştır[43], böylece sporda sorumluluğun valilerden köy muhtarlarına kadar yayıldığı bir dönem başlamıştır[44].
  • Çünkü kanun koyucu, cumhuriyet savcılarının bu konu ile ilgili istemlerini dosyaların birleştirilmesinin ön şartı olarak aramıştır.

Gerek yargılama aşamasında gerekse disiplin amirince gerçekleştirilen soruşturma safhasında sorulan sorulara cevap vermek fail için bir askeri hizmet sayılmaz[116]. Maddesi, her askerde bulunması gereken ahlaki ve manevi vasıfları saymış, bunlardan bir tanesinin de “iyi ahlak sahibi olmak” olduğuna işaret etmiştir. İyi ahlak sahibi olmak, birçok meziyet ve üstün vasıflar yanında “yalancılıktan kaçınmayı” zorunlu kılar. Kanun, kendisinden doğru­luk beklenen bir kimsenin bu niteliğini özellikle hizmette esirgemiş olması­nı, disiplini bozan bir fiil olarak telakki etmiş ve disiplin cezası ile ceza­landırmıştır[110]. Askerliğe ait kanunların ve diğer genel düzenleyici işlemlerin (tüzük, yönetmelik, adsız düzenleyici işlemler) düzenlediği bir konu, amirler tarafından emir haline getirilip asta yöneltilmedikçe hizmete ilişkin bir emir haline gelemezler. Ayrıca, her hangi bir kanunun cezalandırdığı bir fiilin yapılmamasına ilişkin uyarmalar, birer hizmet emri değil tavsiye niteliğindedir. Bu uyarmaları dinlemeyen asker kişilere emre itaatsizlikten değil, fiil için kanunun öngördüğü ceza verilebilir[106].

Bu yazımızda ele alacağımız hukuki mesele; “Türk Boğazları” olarak da tanımlanan İstanbul ve Çanakkale Boğazlarının Türkiye Cumhuriyeti Devleti tarafından hangi şartlarda ve ne zaman savaş veya ticaret gemilerine kapatılabileceğidir. Bu hukuki meseleye cevap bulunabilmesi için Montrö Boğazlar Sözleşmesi’nin incelenmesi gerekmektedir. Montrö Boğazlar Sözleşmesi; Türk Boğazlarından (İstanbul ve Çanakkale) geçiş rejimini ve boğazlar bölgesinin güvenliği işlerini düzenleyerek, Türkiye Cumhuriyeti’ne İstanbul ve Çanakkale boğazları üzerinde kontrol ve savaş gemilerinin geçişini düzenleme hakkı veren çok taraflı sözleşme olarak imzalanmıştır. Bu Uluslararası Sözleşme; 20 Temmuz 1936 tarihinde İsviçre’nin Montrö şehrinde imzalanmış olup, Sözleşmenin imzacısı olan Devletler, Türkiye Cumhuriyeti, Bulgaristan, Fransa, Yunanistan, Japonya, Romanya, Yugoslavya, Birleşik Krallık ve Sovyet Sosyalist Cumhuriyetler Birliği olmuştur. Aşağıda polisin durdurma ve arama yetkisi ile ilgili yaptığımız açıklamalar, 2559 sayılı Polis Vazife ve Salahiyet Kanunu m.25 atfı ile jandarma ve 7245 sayılı Çarşı ve Mahalle Bekçileri Kanunu’nun “Durdurma ve kimlik sorma” başlıklı 7. Maddesi uyarınca çarşı ve mahalle bekçileri bakımından da geçerlidir.

Hak ve özgürlüklerle ilgili sorunlar hakkında düşünce üretebilmeye yönelik, insan onuru, insan hakları, hak ve özgürlük gibi temel kavramlar, evrensellik, doğal hak, modernleşme, özel alan-kamusal alan, birey-yurttaş ilişkisine yönelik konular, insan haklarının nitelikleri, sınıflandırılması, düzenlenmesi ve güvence sistemleri dersin içeriğini oluşturmaktadır. Yine Anayasa Mahkemesi’ne bireysel başvuruya konu olabilen ve Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nde düzenlenen hak ve özgürlükler üzerinde durulmaktadır. Ayrıca Anayasa Mahkemesi ve Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nde uygulanan yargılama usulü ile Birleşmiş Milletler sistemindeki hak ve özgürlüklerin korunması dersin konuları arasındadır. Silahlı kuvvetler mensuplarının askeri hizet sırasında işledikleri suçlar ve cezalandırılmaları ve askeri ceza yargılama usulü hakkında temel bilgiler. CMK m.134 uyarınca bilişim cihazlarında yapılan arama, kopyalama ve elkoyma sırasında, tedbire konu suçla ilgili olmayan, fakat bir başka suçun konusunu teşkil edebilecek bilgi, belge veya verilerin varlığı tespit edildiğinde, bu noktada CMK m.138/1’in tatbiki gündeme gelecektir. “Tesadüfen elde edilen deliller” başlıklı CMK m.138/1’e göre, “Arama veya elkoyma koruma tedbirlerinin uygulanması sırasında, yapılmakta olan soruşturma veya kovuşturmayla ilgisi olmayan ancak, diğer bir suçun işlendiği şüphesini uyandırabilecek bir delil elde edilirse; bu delil muhafaza altına alınır ve durum cumhuriyet savcılığına derhal bildirilir”. “İşkence ve Eziyet” başlıklı TCK m.94/1’e göre; “Bir kişiye karşı insan onuruyla bağdaşmayan ve bedensel veya ruhsal yönden acı çekmesine, algılama veya irade yeteneğinin etkilenmesine, aşağılanmasına yol açacak davranışları gerçekleştiren kamu görevlisi hakkında üç yıldan oniki yıla kadar hapis cezasına hükmolunur”. Tutukluluğun incelenmesi başlıklı Ceza Muhakemesi Kanunu m.108/1’e göre “Soruşturma evresinde şüphelinin tutukevinde bulunduğu süre içinde ve en geç otuzar günlük süreler itibarıyla tutukluluk halinin devamının gerekip gerekmeyeceği hususunda, cumhuriyet savcısının istemi üzerine sulh ceza hakimi tarafından …